Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Resmi Gazetede yayınlandı.
E-ticarette milyarlarca dolar yabancı yatırım alan sektörün oyuncularının elini kolunu bağlayacak olan yasaya Türkiyenin önde gelen iş dünyası örgütlerinin getirdiği eleştiriler ise sektörün 2023 başından itibaren önemli bir boyutta küçülme riski ile karşı karşıya kalacağını çok net bir şekilde ortaya koydu.
Yıl sonunda toplam cironun 560 milyar TL’yi geçmesi beklenen e-ticaret sektörü, 2023 başında oyuna yeni kurallar ile devam edecek. Yıl başında yürürlüğe girecek Yeni E-Ticaret Kanunu, yaklaşık 25 yılda sıfırdan bugüne gelen sektörde iş yapış biçimlerini ciddi şekilde değiştirecek. Maliyetleri artıran yeni iş alanlarında büyümeyi frenleyen, pazarlama imkanlarını daraltan yeni kısıtlar belki de sektörün istihdamını etkileyebilecek, rekabet şartlarının yarattığı tüketici lehine olan fiyat avantajlarını ortadan kaldırabilecek ve aynı zamanda binlerce küçük işletmenin de yeni pazarlara erişim fırsatını ellerinden alacak.
Tüm bu gelişmeler ışığında, son 4 yılda 10 kat büyüyen e-ticaret sektörünü yeniden düzenleyecek yasayı tüm yönleri ile mercek altına aldık…
Önce yasanın tartışma yaratan yeni uygulamalarını bir özetleyelim:
1- E-ticarete getirilen lisans ücreti
Yeni E-Ticaret Kanununa göre e-ticaret pazar yerlerinde gerçekleşen ticaret hacmi üzerinden bir lisans ücreti alınacak. Yasaya göre, net işlem hacmi 10 milyar TLnin ve iptal ve iadeler hariç işlem sayısı 100 bin adedin üzerinde olan e-ticaret aracı hizmet sağlayıcılar, faaliyetine devam edebilmek için 1 Ocak 2025 tarihine kadar ilgili bakanlıktan lisans alacak ve lisansını yenileyecek. Peki bu lisans bedeli komisyon ücretleri ile büyümesini sürdüren şirketlere nasıl bir maliyet bindirecek?
Aşağıdaki tabloda detayları verilmekle birlikte örneğin 35 milyar TL net işlem hacmi olan bir şirket işini sürdürebilmek için lisansbedeli olarak 8 milyar 750 bin TLlik tutarı peşin olarak Ticaret Bakanlığına ödeyecek. Bu hacim 100 milyarı bulduğunda ise ödenecek meblağ 12 milyarları bulacak. Peşin tahsil edilecek, net işlem hacminin yüzde 25ini bulabilecek oranda lisans ücreti getirilmesi, e-ticarette adeta bir çifte vergilendirme dönemini başlatacak.
Net İşlem Hacim Aralıkları (milyar TL)
Net İşlem Hacmi (milyar TL)
Lisans Ücreti Oranı (%)
Lisans Ücreti (milyar TL)
0-10
10.000
0.00%
0
10–20
10.000
0.03%
3
20-30
10.000
0.50%
50
30-40
10.000
1.00%
100
40-50
10.000
5.00%
500
50-55
5.000
10.00%
500
55-60
5.000
15.00%
750
60-65
5.000
20.00%
1000
65 milyar TL üstü
35.000
25.00%
8750
Toplam Net İşlem Hacmi
100.000
11653
Toplam Lisans Ücreti
11.7%
Adeta ekonominin kılcal damarlarına kadar taze kan akıtan e-ticaret sektörü bir anda hesapta olmayan lisans bedeli adı altında dev bir mali yükle karşı karşıya kalacak. Oysa her yıl yaratılan faaliyetlerden elde elde edilen gelir üzerinde kurumlar vergisi veren, satış gelirlerinden yüzde 7.5 Dijital Hizmet Vergisi kesilen, pazarlama faaliyetleri kapsamında reklam harcamalarından da yüzde 15 oranında stopaj ödeyen sektör oyuncuları kamuya olan tüm yükümlülüklerini yerine getirirken bir de üzerine milyarlarca liralık lisans bedelleri ödemeye çalışacak. Net işlem hacmi, sadece e-ticaret şirketinin gelirini değil, satıcıların yaptığı satışların da dahil edildiği toplam geliri ifade ettiği için platformdaki satıcıların hakkı olan gelirden de kamuya pay verilmesi söz konusu olacak.
Elbette bu ek mali yükler bu platformlarda işini büyüten esnaf ve KOBİlere ilave maliyetler getirecek ve ölçek ekonomisinin yarattığı fiyat avantajlarından faydalanan tüketiciye de büyük bir ceza kesecek.
AĞIR CEZALAR DA MALİYETLERİ KATLAYACAK!
Ceza demişken E-Ticaret Kanununda oldukça sektör oyuncularına dönük ağır ceza hükümleri yer alıyor. Ölçülü ve orantılı olmaktan bir hayli uzak olan ve 30 milyar liralara kadar çıkabilecek cezalar da sektöre bazılarının kaldıramayabileceği ek maliyetler yükleyecek gibi görünüyor.
2-Pazarlama faaliyetlerine getirilen sınırlamalar
Yeni yasa kapsamında, e-ticaret şirketlerinin pazarlama bütçelerine limit getirilirken, bu alandaki bütçelerin artık özgürce belirlenmesinin önüne geçiliyor.
Tartışma yaratan maddelerden biri olan bu maddeye göre, net işlem hacmi 30 milyar TL, iptal ve iadeler hariç işlem sayısı 100 bin adedin üzerinde olan e-ticaret platformları, net işlem hacminin aynı takvim yılına ilişkin on iki aylık ortalama Tüketici Fiyat Endeksi değişim oranı uygulanmış tutarının 30 milyar TLlik kısmı için bu tutarın yüzde 2sine, 30 milyar TLnin üzerindeki kısmı için ise bu tutarın binde 3üne kadar reklam harcamasını izleyen takvim yılında yapabilecek. İlk etapta artık tüketici artık daha az fırsatla karşılaşacak.
Peki bu kısıtlamalar ekonomide büyümeyi önemli ölçüde adeta kamçılayan sektörün yarattığı aktivitede nasıl bir hasara yol açacak?
Pazar yerleri, reklam harcamalarını esnaf ve KOBİlerin satışlarını artırmaları için gerçekleştiriyor. Dolayısıyla küçük işletmelerin hesaplı bütçelerle işlerini büyütmeleri sağlanırken indirim ve kampanyalarla da tüketici daha büyük bir fiyat avantajı elde ediyor. Ancak diğer yandan ise e-ticaret pazar yerlerinin reklam harcamalarının kısıtlanması, bu şirketlerin toplam reklam harcamaları içinde geleneksel mecralardan Google, Facebook vb. yabancıların söz sahibi olduğu dijital alanlara kaydırmalarına sebebiyet verecek. Belki de bu uygulama fiyatlamalara olumsuz yansıması bir kenara Türkiyedeki kaynakların yurtdışına gitmesi, Türkiyede vergilendirilmemesi gibi pek çok peşi sıra probleme yol açacak. Dünyada örneği olmayan bu uygulama serbest piyasa ekonomine de adeta geri adım attırmış olacak.
3-Pazaryerlerine kendi özel markalarını platformlarında satma yasağı
E-Ticaret Kanununda pazar yerlerinin, platformları üzerinde satış yapan firmalarla rekabet etmesini engellemek amacıyla, kendi markalı ürünlerini platformlarında satmaları da yasaklanacak. Söz konusu düzenleme her ne kadar markalı üreticilerin ticaretini korumaya dönük gibi görünse de özellikle tekstil sektöründeki üreticilerin önemli bir iş hacmini ortadan kaldırma riskini içinde barındırıyor. Üstelik bu kısıtlama e-ticaret üzerinden üzerinden yürüyen milyarlarca dolarlık ihracatı ve kazanılan pazarları da kaybettmeye sebebiyet verecek gibi görünüyor. Yüzbinlerce kişinin çalıştığı binlerce fabrikada üretilen bu ürünlerin satışına getirilecek kısıtlama beraberinde üretim sektöründe darboğaza ve artan işsizliğe bile neden olabilecek.
4-Lojistik sektöründe faaliyet yasağı
Yasa ile, e-ticaret alışverişlerinde kargo ve lojistik hizmetlerine de yeni düzenlemeler getirildi. Buna göre e-ticaret aracı hizmet sağlayıcılar; aracılık hizmeti sunduğu e-ticaret pazar yerlerindeki satışlar, kendisinin veya ekonomik bütünlük içinde bulunduğu kişilerin e-ticaret hizmet sağlayıcı olarak yaptığı satışlar ve e-ticaret dışındaki satışları hariç eşya taşımacılığı, taşıma işleri organizatörlüğü ve posta hizmet sağlayıcılığı faaliyetlerinde bulunamayacak. Peki bu ne anlama geliyor?
E-ticaret firmalarının sektöre girişi ile lojistik sektöründe çalışanlarının koşullarında iyileşmeler olmuş sektör daha kurumsal ve mali açıdan ayakları üzerinde durabilen bir hale gelmişti .Ayrıca platformların taşıma hizmetleriyle e-ihracat faaliyetlerine hız verecek yüklü miktarda yatırımlar yapıldı ve binlerce kişi bu alanda istihdam imkanı buldu. Üstelik sektörde rekabet fiyat ve kalite üzerinden yapılmaya başlanmıştı. Bu kısıtla da sektör aktörlerince sağlanan kazanımların ortadan kalması riski bulunuyor.